Damla Birol

2007’de, yüz kırkın üzerinde ülkede faaliyet gösteren Carlsberg`in ilk kadın CEO’su olduğumda, onların beni seçmedeki bu cesaretlerine ben bile şaşırmıştım.

Benim için bu basamakları tırmanmış olmak önemli mi?

Pek çok açıdan evet; çünkü Robert Kolej, Boğaziçi ve Indiana Üniversitesi yılları kısmen “eğlenceliydi” ama Procter & Gamble için Kanada’da olduğum yıllardan bugüne az “yorulmadım”.

Peki, beni ben yapan, hayatımın  “en önemli” kısmı bu mudur? Tabi ki hayır

Oğlum ve ailem… Dostlarım… Her birini aile gibi sevdiğim çalışma arkadaşlarım… Sevdiklerimle birlikte keyifle yiyip içmek, eğlenmek, dans etmek… Dünyanın gelecekteki düzeni üzerine ve insana dair kafa yormak… Her gün yeniden ve her şeye rağmen, işim için, sevdiklerim için şevkle koşuşturmak… Bu sene, ikinci kez Türkiye’nin “Kadınlarla Güçlendirilmiş Yönetim Kurulu Ödüllünü” almamız… Kendimi , artık, benimle soru işaretlerini paylaşma ihtiyacındaki hemcinslerime ve tüm genç yöneticilere akıl ortaklığı yapabilecek olgunlukta hissetmem… Yaşamın farklı taraflarında, seve seve üstlendiğim, birbirinden farklı rollerin artısıyla- eksisiyle hayatıma getirdikleri…  Ve daha bir dolu şey…

Evet bunların hepsi benim için aynı anda ve aynı derecede “en önemli” .

Oldum olası, hayatta hiçbir görevin sadece bir “iş” olmadığını; her işin özünde tutku ve fedakârlık olan insanlar tarafından seçilmesi gerektiğini düşünürüm. Bugün ofiste de hayatta da önemli olan, “ne iş yaptığımız”, kadın veya erkek, CEO ya da memur olduğumuz değil o işleri “nasıl” yaptığımız… ve yaparken de masaya hangi istekli, tutkulu ve iyilik dolu değerleri getirdiğimizdir. Hangi ideallere dokunduğumuz; her şeye rağmen nelere dirayetle karşı durabildiğimizdir.

Yolu bilmekle, yolda gitmek arasında bir fark vardır.” sözünü Matrix’de duymuştum sanırım. Bugünün baş döndürücü hızı, çabuk parlayan ama bir o kadar da hızla sönen sürprizleri, baştan çıkarıcı teklifleri karşısında, hepimizin, daha fazla “yolda” olmaya ihtiyacı var.

Bunu ancak kişisel hikâyelerimizi, çelişkilerimizi,  zorlu mücadelelerimizi ve geleceğe dair tutkularımızı insanca paylaşarak, birlikte başarabiliriz.

İşte ileride bir gün geriye baktığımda, bütün hayat hikâyemin, aslında, tam da bu içten ve cesaret dolu birliktelikler, hikâyeler ve paylaşımlardan ibaret olmasını dilerim…